Dijital ağlarla artık herkese ve her şeye erişimin mümkün olduğu, daha cesur yeni bir dünya bizi bekliyor. Bu yeni dönem ne gibi fırsatlar ve tehditler barındırıyor? Hangi yeni yaklaşımlar, modeller, bakış açıları öne çıkacak? Yeni nesil teknolojiler bizlere ne vaat ediyor?
Öncelikle Cesur Yeni Dünya’yı son kullanıcı tarafından her şeyin talep edildiği ve kaynakların kısıtlı olduğu bir dünya olarak tanımlayabiliriz. İkinci konu ise sermaye kapsamında globalde yapılan yatırımların baş döndürücü noktalara ulaşması. Bu yatırımlar yeni dünyanın cesur bir dünya olduğunun kanıtı aslında. Sadece yapay zeka alanında bir model eğitimine 13 Milyar dolarlık bir yatırımın yapıldığı dönemdeyiz. Bizim yapabildiğimiz sermaye yatırımlarıyla bu Cesur Yeni Dünya'da global sermaye oyuncularının yatırımları arasında objektif olarak baktığımızda çok büyük bir fark var. Varoluşsal tehdit ve fırsatlara baktığımızda bu bizim için başlı başına bir tehdit. Global ekonomide ve Cesur Yeni Dünya’da varoluş noktasında ülkemizde bulunan şirketler ve finans ekosistemi olarak hepimiz kendimizi bir tehdit içerisinde hissediyoruz. Bununla ilgili bazı iş birliği fırsatlarını ekosistemden arkadaşlarımızla, regülasyon tarafındaki yetkili yöneticilerimizle sık sık görüşüyoruz, çalıştaylar yapıyoruz. Burada özellikle yatırım tarafında bir tehdit olduğunu gözlemliyoruz. Ülkemizin önemli şirketleri olarak global ekosisteme adapte olup buradaki fırsatları kaçırmama noktasında ortak çalışmalar yürütmemizin isabetli olacağını düşünüyoruz.
Tehditleri bir kenara koyduğumuzda yaşanan bu teknolojik gelişmeler aynı zamanda bizim için büyük bir fırsat. Yeni dünyada birçok veriye çok hızlı şekilde erişebiliyoruz, yüksek işlem güçleri hepimizin hizmetine sunuldu. Bu gelişmeler global ölçekte çok büyük işler yapabileceğimizin bir göstergesi. Önceden ülkelerin güçleri nüfusla orantılı olarak ölçülüyordu. Cesur Yeni Dünya’da artık nüfustan ziyade çalıştırabildiğiniz dijital fonksiyon sayısı ve yapay zeka robotu sayısı daha büyük bir rol oynayacak gibi görünüyor. Özellikle vurgulamak istiyorum ki ülkemiz için burada çok büyük bir fırsat var. Türkiye olarak dünya ekonomisinin yüzde 1’lik üretimi bizde görünürken %5, %10 düzeyine çıkarmak için dünyanın bize sunduğu teknolojileri hem insan kaynağımızı geliştirerek hem de buradaki teknoloji adaptasyonunu sağlayarak üretebileceğimize inanıyorum. Özellikle finansal teknoloji dikeyinde çalışan tüm şirketler için bunu fırsat olarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Önümüzdeki süreci içinde bulunduğunuz sektör ve şirketiniz açısından değerlendirir misiniz? Yeni yüzyıla nasıl hazırlanıyorsunuz?
Bildiğiniz gibi Architecht ana bankacılık teknolojilerinde uzmanlaşmış bir finansal teknoloji şirketi. Geliştirdiğimiz ürünler arasında; BOA Ana Bankacılık ve Teknoloji Platformu, Dijital Bankacılık Platformu, Yatırım Bankacılığı Platformu, Tüketici Finansman Sistemi, Tedarikçi Finansman Sistemi, BOA Card, Airapi, PowerFactor ve XTM gibi finans sektörünün spesifik ihtiyaçlarını karşılayan çözümler yer alıyor. Ülkemizde bulunan 61 bankanın 11 tanesinde bizim bankacılık platformlarımız çalışıyor. Yurt dışında ise iş ortaklarımızla birlikte geliştirdiğimiz sistemlerimiz şu an 5 farklı bankada aktif olarak çalışmakta. Globalde daha çok Orta Doğu, Afrika ve Avrupa bölgesinde faaliyet gösteriyoruz. Architecht olarak bizim işimiz ana odağımız yazılım üretimi ve dijital ürünler geliştirmek diyebiliriz. Teknoloji dünyasında yaşanan güncel gelişmeler oldukça hızlı. Son dönemlerde hem globalde hem de ülkemizde devrimsel nitelikte modernizasyon çalışmaları yapılıyor. Özellikle konteyner mimarilerinin ve mikro servis altyapılarının gelişmesiyle sektörde önemli hareketlenmeler görüyoruz. Architecht olarak biz de bu güncel gelişmeler karşısında sistemlerimizi daha stabil ve daha esnek bir yapıya kavuşturmak amacıyla teknoloji modernizasyonu çalışmalarımıza hız verdik.
Bunlara ek olarak Software as a Service tarafında da oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Biz hem kendi grubumuza hem de sektör paydaşlarımıza SaaS çözümlerimizi sunmaya başladık. Ülkemizde bulut teknoloji sağlayıcısı olarak hizmet sunan çok değerli kurumlar var. Özellikle ana bankacılık tarafında bu işler henüz çok yeni. Normalde her kurum kendi verisini kendi veri merkezinde tutmayı tercih eder, verisine sahip çıkmak ister. Biz Cesur Yeni Dünya’da bu cesareti gösterebilmek için maksimum gayret gösteriyoruz. Organizasyonumuzu, ekiplerimizi, paydaşlarımızı ve iş ortaklarımızı buna göre şekillendiriyoruz. Architecht olarak, Merkez Bankası’nın tanımıyla finansal bulut, BDDK’nın tanımıyla topluluk bulutu, yazılım endüstrisi olarak bizlerin tanımlamasıyla Software as a Service hizmetleriyle tamamen uyumlanmış durumdayız.
2024’te oldukça güçlü bir teknoloji modernizasyonu yol haritasıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Özellikle yapay zeka alanında asıl devrimin yazılım endüstrisinde olduğunu söyleyebiliriz. ChatGPT, CoPilot, Codwhisperer ve benzeri teknolojilerde inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. Özellikle Microsoft, 2023 yılında GitHub Copilot’ta önemli bir yol katetti. Aslında biz burada bir otonom geliştirme sürecine tanık oluyoruz. Ben bu süreci Tesla’ya benzetiyorum. Nasıl ki zamanla freni, gazı ve direksiyonu otopilota bıraktık. Az kaldı yazılımda da böyle günleri şu an hayal etmeye başladık. Bazıları gerçek oldu, bazıları da gerçek olacak görünüyor. Bu otonom development bizi ileride otonom finansa götürecek. Hem iç müşteri nezdinde hem de dış müşteri yani son kullanıcı nezdinde dikkat edersek tüm işlemler otonomlaştı. Bu gelişmelerle finansal teknoloji kadrolarımızı büyütmemeye başladık, yetenekli ve yapay zeka ile donatılmış development ve iş geliştirme ekiplerimiz ile yolculuğunuza devam ediyoruz ve edeceğiz.