
Son yıllarda dijital dönüşüm, bankacılık sektöründe hızlı bir değişime yol açmıştır. Şubeye gitmeye gerek kalmadan mobil uygulamalar ve internet bankacılığı aracılığıyla yapılan işlemler, müşteri deneyimini bir üst seviyeye taşımıştır. Ancak gerçekleşen bu dönüşüm, aynı zamanda bankalar için yeni güvenlik tehditleri oluşturmuştur. Bankalar, bireylerin ve kurumların en hassas verileri olan finansal bilgileri, kimlik bilgileri ve işlem geçmişleri gibi bilgilerine sahiptir ve bu bilgiler, banka sistemlerini saldırganlar için hedef haline getirir. Özellikle son yıllarda artan fidye yazılımları, kimlik avı saldırıları, veri sızıntıları hem bankalar hem de müşteriler için büyük finansal zararlara sebep olmaktadır. Kısacası bankacılık sektöründe eklenen her yeni dijital hizmet, siber saldırganlar için potansiyel bir saldırı yüzeyi oluşturur. Bu nedenle, bankaların dijitalleşme yolculuğunda güvenliği merkez yapan stratejiler geliştirmesi gerekmektedir.
Globalden Öğrenilecek Dersler
Dünya genelinde bankacılık sistemlerini hedef alan bazı önemli siber olaylar, bize alınması gereken güvenlik önlemlerinin sadece teknik değil, operasyonel açıdan da ne kadar kritik olduğunu göstermektedir. Aşağıda firewall yapılandandırılması, kullanıcı eğitimsizliği ve MFA eksikliğinden kaynaklanan farklı siber saldırı örnekleri bulunmaktadır.
- Zaafiyet: Yanlış yapılandırılmış Web Application Firewall.
- Etkisi: 100 milyondan fazla kişinin kredi kartı başvuru bilgileri sızdırılmıştır.
- Sonuç: Bulut altyapısı ve güvenlik yapılandırmalarında insan hatası en büyük risklerden biridir.
Bangladesh Bank SWIFT Hack (2016)
- Zaafiyet: SWIFT sistemine sızılarak sahte transfer talimatlarının gönderilmesi.
- Etkisi: 81 milyon dolar çalındı (Yaklaşık 1 milyar dolarlık deneme yapılmıştır).
- Sonuç: Kritik altyapılarda çoklu imza / MFA doğrulama eksikliği ciddi zararlara yol açabilir.
Equifax (ABD, 2017)
- Zaafiyet: Apache Struts yazılımındaki güncellenmemiş güvenlik açığı.
- Etkisi: 147 milyon kişinin kimlik ve finansal verileri sızdırıldı.
- Sonuç: Zayıf yama yönetimi ve açık kaynak bağımlılıkları büyük tehditler oluşturabilmektedir.
Tesco Bank (İngiltere, 2016)
- Zaafiyet: Kart sistemlerinde kötü amaçlı kod kullanılarak sahte işlemler yapıldı.
- Etkisi: 9.000 müşterinin hesaplarından 2.5 milyon sterlin çekildi.
- Sonuç: Anomali tespiti yetersizdi. Anlık tehdit istihbaratı ve davranış analizi ihtiyacı bulunmaktadır.
PMorgan Chase (ABD, 2014)
- Zaafiyet: VPN erişim bilgileri çalındı.
- Etkisi: 76 milyon ev ve 7 milyon küçük işletme verisi sızdırıldı.
- Sonuç: Kritik sistemlerde erişimde MFA eksikliği büyük risk taşır.
Russian Central Bank Hack (2016)
- Zaafiyet: E-posta üzerinden gelen phishing saldırısıyla sistemlere erişildi.
- Etkisi: 31 milyon dolar çalındı.
- Sonuç: Sosyal mühendislik saldırılarına karşı çalışan farkındalığı arttırılmalı.
Bankacılıkta Katmanlı Güvenlik Yaklaşımı
Siber güvenliğin bankacılık gibi yüksek riskli bir sektörde etkin şekilde sağlanabilmesi için katmanlı güvenlik yaklaşımı temel alınmalıdır. Bu model, her biri farklı tehditlere karşı koruma sağlayan birden fazla güvenlik katmanının üst üste yerleştirilmesiyle oluşur. Özellikle aşağıdaki dört temel katman, modern bankacılık sistemlerinin güvenliği için öncelikli öneme sahiptir.
Ağ Güvenliği
Ağ güvenliği, bankacılık sistemlerine hem içeriden hem de dışarıdan yapılan erişimleri denetleyerek yetkisiz bağlantıların önüne geçmeyi hedefler. Bu katman aşağıdaki güvenlik önlemlerini kapsar.
Uygulama Katmanı
-
Uygulama düzeyindeki trafiğin (HTTP, HTTPS) güvenliği bu seviyede sağlanır.
-
Web Application Firewall, API Gateway, rate limiting önlemleri uygulanır.
Sunum Katmanı
-
Verinin doğru şekilde şifrelenmesi ve çözülmesi burada gerçekleşir.
-
SSL / TLS protokolleri, sertifika yönetimi ve veri format kontrolü uygulanır.
Taşıma Katmanı
-
Verinin iki sistem arasında güvenli şekilde iletimi sağlanır.
-
TCP / IP üzerinden TLS, SSL ve bağlantı güvenliği sağlanır.
Oturum Katmanı
-
Oturum yönetimi, kimlik doğrulama ve zaman aşımı kuralları burada yer alır.
-
Session Hijacking ve Replay Attack tehditlerine karşı koruma burada sağlanır.
Uç Nokta Güvenliği
Uç noktalar, kullanıcıların ve çalışanların sisteme erişim sağladığı cihazlardır. Bunlar arasında masaüstü bilgisayarlar, dizüstüler, mobil cihazlar bulunur. Saldırganlar genellikle bu cihazlar üzerinden sisteme giriş yapmaya çalışırlar. Antivirüs, EDR, XDR, Patch Yönetimi, MDM ve Uygulama Bütünlüğü Denetimi bu tarz saldırılar için kullanılabilecek temel yöntem ve araçlardır. Saldırılar çoğu zaman bir kullanıcının tıklayacağı zararlı bağlantı ya da yüklenecek bir dosya ile başlar. Bu nedenle uç nokta katmanı güvenlik zincirinin ilk katmanıdır.
Veri Güvenliği
Bankacılık sektöründe hem bankalar hem de müşteriler içi en değerli varlık veridir. Bu nedenle verinin korunması sadece şifrelemekten ibaret olmamalı. Veri aktarımı sırasında TLS gibi güçlü protokoller kullanılmalı, veriler veri merkezlerinde ve yedekleme ortamlarında NIST gibi uluslararası standartlara uygun olacak şekilde AES-256 standardında şifrelenmelidir. AES kullanımının ve anahtar yönetiminin nasıl yapılacağına dair detaylı bilgi NIST tarafından 2020 yılında yayımlanmıştır. Anahtar yönetimi süreçleri, şifreleme anahtarlarının güvenli şekilde oluşturulmasını, saklanmasını ve yok edilmesini sağlamalıdır. Ayrıca müşteri bilgileri gibi hassas verilerin gerektiği yerlerde maskeleme ile korunması hem iç hem de dış tehditlere ve veri sızıntılarına karşı etkili koruma sağlar.
Kimlik ve Erişim Yönetimi
Bankacılık sektöründe sistemlere ve verilere erişim, en sık hedef alınan alanlardan biridir. Bu neden Kimlik ve Erişim Yönetimi (IAM) sistemleri bankalar için önemli sistemlerdir. IAM çözümleri, kullanıcıların kimliklerini doğrulamak, uygun erişim hakları vermek, erişimleri sürekli izlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için yapılandırılmalıdır.
Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama, kimlik ve erişim yönetimi sistemlerinde merkezi bir rol oynar. Yalnızca şifreyle doğrulama yapmak, modern siber tehditlere karşı yeterli koruma sağlayamaz. Bankaların sistemlerine giriş yapan kullanıcılar şifrelerinin yanı sıra en az bir ek doğrulama faktörü daha sunmalıdır. Bu faktörler şunlardan biri olabilir.
-
Kullanıcının sahip olduğu bir şey (Örneğin; mobil cihazda üretilen OTP kodu)
-
Kullanıcının bildiği bir şey (Örneğin; PIN kodu)
-
Kullanıcının kendisi (Biyometrik doğrulamalar: Parmak izi, yüz tanıma)
Özellikle yüksek riskli işlemler (yüklü miktarda para transferleri) için MFA zorunlu hale getirilmeli ve işlem bazlı ek doğrulama adımları uygulanmalıdır.
Ayrıca IAM sistemleri, en az ayrıcalık prensibini benimsemeli, her kullanıcının sadece görevini yerine getirebilmesi için gereken minimum yetkilere sahip olması sağlanmalıdır. Erişim kayıtları düzenli olarak incelenmeli, şüpheli erişimler analiz edilmelidir.
Katmanlı Güvenlikte Uygulamalı Yaklaşım - PowerFactor
Bankacılıkta etkili güvenlik için sadece genel prensiplerin bilinmesi yeterli değildir. Bu prensiplerin nasıl uygulamaya geçirileceği de açık olmalıdır.
Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama (MFA)
Yalnızca parola ile erişim, modern siber tehditlere karşı yetersiz kalmaktadır. MFA, kullanıcıdan birden fazla doğrulama faktörü istemeyi zorunlu kılar:
-
Bildiği bir şey (Şifre, PIN)
-
Sahip olduğu birşey (OTP)
-
Kendisi (Biyometrik veri, parmak izi, yüz tanıma)
Bankacılık uygulamalarında MFA’nın işlem bazlı, risk temelli veya kullanıcı davranışına göre uygulanması, hem regülasyon uyumu sağlar hem de işlem güvenliğini arttırır.
Uygulama ve Cihaz Güvenliği
Mobil cihazlar ve uygulamalar, özellikle mobil bankacılıkta siber saldırganlar için doğrudan hedef haline gelmiştir. Bu alanda öne çıkan güvenlik önlemleri:
-
Cihazda root / jailbreak tespiti,
-
Emülator ve uygulama manipülasyonu tespiti,
-
Ekran görüntüsü / yansıtma engelleme,
-
Tersine mühendislik koruması,
-
Zararlı yazılım engellemeleri.
Bu kontrollerin cihaz seviyesinde gerçek zamanlı olarak yapılması hem kullanıcıyı hem uygulamayı korur.
Regülasyonlara Teknik Uyum
BDDK’nın 2023 genelgesi, PDS2 ve GDPR gibi düzenlemeler, bankaların teknik altyapılarında belirli kontrolleri zorunlu kolmaktadır.
-
Güçlü Kimlik Doğrulama
-
Veri Şifreleme
-
Uygulama Güvenliği
Bu gereksinimler yalnızca hukuki zorunluluk değil aynı zamanda itibar ve operasyonel güvenlik açısından da kritiktir.
Bu tür stratejik ihtiyaçlara yanıt verebilen PowerFactor, yukarıda belirtilen MFA, cihaz güvenliği, uygulama güvenliği ve uyumluluk katmanlarını teknik olarak entegre edebilir. PowerFactor mobil ve internet bankacılığı sistemlerinde, cihazın güvenlik durumu, uygulama bütünlüğü ve kimlik doğrulama süreçlerini birlikte analiz eden mimarisiyle bu üç alana aynı anda çözüm sunabilmektedir.
Bu bağlamda uygulama ve kullanıcılarını koruma altına almak, regülasyonlara tam uyum sağlamak ve tehditlere karşı hazırlıklı olmak için PowerFactor Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama ve Mobil Uygulama Güvenlik Sistemi sayfamızdan detaylı bilgiye erişebilirsiniz.