Safari maceramızı planlarken, bu tutkuyu paylaşan birçok gezgin gibi, çeşitli rehberleri ve blogları inceledik, önerileri ve yorumları değerlendirerek tatil rotamızı belirlemeye çalıştık. Safari dünyası, doğanın kalbinde vahşi yaşamı keşfetmek isteyenler için gerçek bir cennet. Bu yazıda, Afrika’nın büyüleyici yabani hayatını yakından görmek üzere giriştiğimiz heyecan verici safari maceramızı detaylı bir şekilde paylaşacağım.
Safari Macerasına Doğru İlk Adımlar: Keşif, Planlama ve Karar Verme
Bizim gezimizle alakalı detaylara girmeden önce safari kavramına bir göz atalım.
Safarinin sözlükteki ilk anlamı, “toplu olarak vahşi hayvan avına çıkmak” olarak geçse de, safari; vahşi yaşamı yerinde görmek, heyecan verici, büyüleyici ve eşi benzeri olmayan bir aktivite ve deneyim olarak tanımlanabilir. Safari araştırmalarına girdiğinizde karşınıza çıkan önemli bir terim de “Big 5” olacaktır ki bu terim; Aslan, Leopar, Fil, Buffalo ve Gergedan’dan oluşan Afrika’nın büyük beşlisini ifade ediyor. Bu beşliyi gördüğünüzde, “Big 5” tamamlanmış oluyor ve genellikle ilk kez safari yapacaklar, hepsini görmek amacıyla bu maceraya atılıyorlar. Ancak, her parkta, her mevsimde bu beşliyi tamamlamak her zaman mümkün olmayabiliyor.
Ülke ve Park Seçimi:
Safariye gitme kararı alırken ilk adım, nereye gidileceğine karar vermektir. Ocak ayı sonu bizim için uygun bir zaman olduğu için ilk olarak seyahat tarihini belirledik.
Ayrıca bütçemize uygun bir ülke ve park arayışına girdik. Safari düşüncesi aklımıza geldiğinde, seçeneklerin bu kadar fazla olabileceğini düşünmemiştik. Ancak işin içine girdiğimizde, Big 5’i görmek için bölgede tüm hayvanların bulunması, hayvanların göç etmeden doğru sezona denk gelmesi ve fiyat farklılıkları gibi konulardan dolayı detaylı bir araştırma yapma ihtiyacı hissettik.
Bu süreçte safaribookings.com sitesinden önemli ölçüde yararlandık. Site; ülkeler, ülke içi parklar, sezonlar, hayvan çeşitlilikleri, bütçe ortalamaları, mevsim ve turist kalabalıklık durumu gibi ihtiyacımız olan her şeyi detaylı bir şekilde sunuyordu.
Rota Belirleme:
Bu bilgiler ışığında bizim için en uygun rotanın Kenya’da bulunan Masai Mara Parkı olduğunu belirledik. Ayrıca Masai Mara yakınlarındaki Nakuru Gölü Parkı’nı da gezimize ekleyerek hayvan gözlemleme şansımızı artırmaya çalıştık.
Kenya’ya Giriş:
Tanzanya’da bulunan Serengeti’den Masai Mara’ya hayvan göçleri yaşandığından dolayı ve her iki parkın da büyük ve çeşitli hayvanlara ev sahipliği yapması nedeniyle, Kenya’yı tercih ettik. Kenya’ya giriş için e-vize almak gerekiyordu, ancak vize alma süreci kolay ve hızlı olduğu için bu durumu sorun etmedik.
Safariyi Planlarken: Detaylar, Turlar ve Tercihler
Gideceğimiz yere karar verdikten sonra, safari maceramızın detaylarına odaklandık. Türkiye’den giden uçak dahil turların yüksek maliyeti bizi bağımsız bir plan yapmaya yönlendirdi. Kendi uçak biletlerimizi alarak, yerel turları araştırmaya başladık. Safari turlarının rehberle birlikte gerçekleştiğini öğrendiğimizde, bütçemize uygun ve kapsamlı turları inceleyerek doğru seçimi yapmaya çalıştık.
Turların içeriğinde havaalanı transferleri, konaklama, yemekler ve özellikle park giriş ücreti gibi detaylar dahil edilmişti. Bazı uygun turların park giriş ücretini içermediğini fark ettiğimizde, bu unsuru da göz önünde bulundurarak tercihlerimizi belirledik. Döviz kurlarındaki yükseklik nedeniyle düşük bütçeli bir tur seçerek, 3 gece 4 gün süren bu macerada 2 gece çadır kampında konakladık. (Çadır, içinde kendi tuvalet ve banyosu olan, 1 çift ve 2 tek yatağı bulunan bir oda konforunu sunuyordu.) Son gün ise otelde konaklamayı tercih ettik. Yemek konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadık; genellikle açık büfe mekanlarda yemek yedik veya otellerimizin açık büfe hizmetinden faydalandık.
Safarinin İzinde: Hayvanlar ve Büyüleyici Anılar
Tur şirketi, Nairobi’deki havaalanından bizi aldıktan sonra şehir merkezindeki tur ofisinde diğer tur katılımcılarıyla buluştuk. 8 kişilik aracımızda 5 kişi olarak turumuzu gerçekleştirdik. Masai Mara’ya varmak için yola çıktığımızda, ulaşımın genel olarak zaman alıcı olduğunu fark ettik; ancak maalesef alternatif bir seçenek bulunmuyordu. Yollar, kilometre bazında uzak olmasa da özellikle safari yapılacak yerlerin yakınlarındaki yolların düzgün olmaması, köy yollarını andıran sallantılı yollarla karşılaşmamızla beraber yolculukların uzun sürmesine neden oldu.
Masai Mara’da konaklayacağımız yere varışımızın ardından ilk gün öğleden sonra safariye çıktık. Rehberimiz milli park girişinde biletlerimizi aldıktan sonra yola koyulduk. Arabaların her birinde bir telsiz bulunuyor ve bu telsiz ile tüm rehberler sürekli iletişim halinde oluyorlar. Masai Mara parkı içerisinde hiçbir tabela olmamasına, bitki örtüsünün sürekli otlardan, dağlardan oluşmasına ve herhangi bir yol olmayıp yalnızca off-road araçların tekerlek izi olan yerler olmasına rağmen birbirlerine bir hayvan gördüklerinde hayvanın bulunduğu yeri telsiz aracılığıyla birbirlerine tarif ediyorlar. Yakın olan tüm rehberler o hayvanı görmek için yola çıkıyorlar. O hiçlikte yollarını nasıl buluyorlar hala hayret ediyorum.
Turdaki diğer kişilerle birlikte yaklaşık 3 saat süren bu safari, ilk başta hayvanları uzaktan görmemize rağmen oldukça heyecan vericiydi. Zaman ilerledikçe hayvanları çok daha yakından gördük ve bu nefes kesiciydi. İlk gün şansımıza, rehberimizin telsizle aldığı bilgi sayesinde 3 dişi aslan ve 1 erkek aslan gördük. Onları görmeye giderken yolda zebra, antilop, bufalo ve benim favorim olan bir grup zürafa da gördük. Gün batımından sonra parkta bulunmak yasak olduğu için, mükemmel bir gün batımı eşliğinde kamp alanına geri döndük.
İkinci gün, sabah saat 5’te kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra safariye çıktık ve o gün akşam saat 5’e kadar tüm gün safarideydik. Güvenlik nedeniyle araçtan inmek yasak olduğu için, Masai Mara içinde askerlerin koruduğu göl kenarındaki bir alan ayırmışlar. Bizler de safariye kısa bir mola vermek için bu alana gittik ve araçtan inip yemek yiyip bir süre dinlendik. Gün boyunca Masai Mara’da dişi/erkek aslan, zürafa, fil, zebra, çita, su aygırı, geyik, alaca, maymun, mirket, sırtlan, deve kuşu gibi çeşitli hayvanları defalarca gördük. Hatta bir sırtlan sürüsünün avlarını nasıl bölüştüklerini ve bizlere kahkaha gibi gelen seslerle onları nasıl yediklerini de gördük.
Masai Kültürünün Derinliklerine Yolculuk:
Üçüncü gün, rehberimiz eşliğinde safari ve kamp alanımıza yakın bir Masai köyünü ziyaret ettik. Masai topluluğunun yaşam tarzını, geleneklerini ve köylerini keşfetme fırsatını yakaladık. Masai köyleri genellikle dikdörtgen bir alanda yer alan kulübelerden oluşuyor. Köydeki yaşamın temelini oluşturan şef, köyün genel işleyişini sağlıyor ve şeflik babadan oğula geçiyor. Erkekler, belirli bir yaşa geldiklerinde ateş yakma, dans etme ve aslan öldürme gibi becerileri öğreniyorlar. Evlilik ise şefin onayına tabi; ateş yakmayı ve yetişkin erkeklere özel dans etmeyi öğrenen bir erkek aslan da öldürdükten sonra başka bir köyden bir kızla evlenebiliyor. Evlenmeden önce erkekler, kızın ailesine çeşitli hediyeler sunuyorlar ve dans gösterileri düzenliyorlar. Köy ziyaretimizde Masai kültürüyle tanışırken, geleneksel danslarını ve yaşam tarzlarını bizimle paylaştılar.
Masai halkı, modern hayattan uzak, temel ihtiyaçları hayvancılıkla karşılayan bir yaşam sürüyor. Elektrik ve temiz suya erişimleri sınırlı, para kullanımını minimumda tutuyorlar. Sabahları erken saatlerde uyanıp ineklerini otlatan Masai halkı, tavuklarından elde ettikleri ürünler ile takas yoluyla diğer topluluklardan alışveriş yapıyorlar. Köyleri odun ve inek dışkısıyla yapılan basit evlerden oluşuyor; evlerini 9 yılda bir termitten dolayı yeniden inşa etmeleri gerekiyor.
Safari sürecimiz boyunca Masai köyünü ziyaret etmek, bu farklı yaşam tarzını yakından görmemize imkan tanıdı. Köydeki gülümsemeler ve olumlu enerji, safari deneyimimize unutulmaz bir boyut kattı. Köydeki yaşamın yanı sıra, Masai çocuklarının eğitimine dair bilgiler de paylaşıldı. Uzak köylere ulaşımın zor olması, çocukların eğitimi için büyük bir engel oluşturuyor. Ancak, köydeki okul, Masai çocuklarına eğitim imkanı sağlamak için önemli bir rol oynuyor. Sınıflar genellikle kalabalık, derslerin çeşitliliği ise kırsal bir bölgeye göre oldukça çeşitliydi. Ancak, bu eğitim süreciyle birlikte Masai gençleri, kendi kültürlerinden uzaklaşma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Köy ziyaretimizin ardından, Masai halkına, çocuklarına ve safari bölgesine veda ederek göl bölgesine doğru yola çıktık. Yolda Naivasha gölüne uğrayarak, bir saatlik bot turuyla çeşitli kuş türleri ve su aygırı gibi doğal güzellikleri keşfettik.
Veda Anına Yaklaşırken: Nakuru Gölü Parkı ve Big 5’in Tamamlanışı
Son gün 6’da kalkıp kahvaltıdan sonra Nakuru Gölü parkına yola çıktık. Burada Masai Mara’da olmayan beyaz ve siyah gergedanları görme ve aynı zamanda bu parka özgü flamingoları izleme şansımız oldu. Bu deneyimle birlikte kısa süreli safarimizde Big 5’i tamamlamanın mutluluğu içinde evimize döneceğimiz için sevinçliydik. Ayrıca diğer yerlerde gördüğümüz zebra, antilop, bufalo gibi hayvanların yanı sıra buraya özgü farklı bir zürafa türü gibi birçok hayvan daha gözlemledik. Yaklaşık 4 saatlik süren safari sonrasında ise Nairobi’ye ve sonrasında evimize dönmek üzere yola çıktık.
Safari Serüvenimizin Kapanışı: Doğanın Kalbinde Bıraktığımız Anılar
Heyecan verici bir serüven olan safari maceramız, Masai Mara ve çevresindeki doğanın kalbinde bizi vahşi yaşamın zenginliğiyle buluşturdu. Bu heyecan dolu serüvenimizde, Big 5’in peşindeki izimizde aslanların kükremesiyle, zürafaların dansıyla ve Masai halkının sıcak gülüşleriyle unutulmaz anılara tanıklık ettik.
Safari planlarımızı yaparken sadece vahşi yaşamı değil, aynı zamanda farklı kültürleri keşfetmeyi hedeflemiştik. Masai köyü ziyaretimizde, geleneksel yaşamın içine dalarken, kendi dünyamızı onlarınkine dokundurduk. Safari kavramının sadece bir tatil değil, aynı zamanda öğrenme ve paylaşma deneyimi olduğunu bir kez daha hissettik.
Bu unutulmaz safari yolculuğumuzda bize eşlik eden rehberlere, Masai halkına ve doğanın kendisine teşekkür ediyoruz. Bu macerada tanıştığımız herkesle paylaştığımız gülüşler, anılarımızın bir parçası olacak. Safari, sadece Afrika’nın vahşi doğasını değil, aynı zamanda insanın doğa ile uyum içinde var olma hikayesini keşfetme fırsatı sunan bir yaşam dersi oldu. Bu heyecan verici serüvenin ardından, doğanın kalbinde yaşadığımız bu anıları gülümseyerek hatırlayacağız.